aşırı kıskançlık

Bu yazımızda aşırı kıskançlık davranışının boşanma sebebi olup olmadığı Yargıtay kararları eklenerek kaleme alınmıştır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, genel boşanma sebebidir. Bu genel sebepler Medeni Kanunumuzun 166. Maddesinde düzenlenmiştir. Evlilik birliğinin sarsılması, şiddetli geçimsizlik olarak da ifade edilebilir. Taraflar arasındaki geçimsizlik nedenleri fiziksel, duygusal, ekonomik, sosyal, görsel, cinsel sebepler olarak gruplandırabiliriz.

Aşırı kıskaçlık da sosyal şiddet türlerindendir. Kıskançlık, bir kişinin veya bir ilişkinin yitirilmesinden korkulan, karmaşık bir ruhsal yaşantı ve olumsuz tutumdur.(Kaynak:Vikipedi). Özellikle evlilik içerisinde sevilen kişinin başkasını sevebileceği, ona yönelebileceği korkusu olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnsanın sosyal bir varlık olması sebebiyle, insanlarla iletişim kurma, arkadaş edinme, sosyal medya gibi online platformlarda gezinme gibi gereksinimleri bulunduğu açıktır. Ancak, eşlerden birinin aşırı korumacı olması, eşini kaybedebileceği düşüncesi sebebiyle sergilediği bir kısım davranışlar diğer eş için evlilik birliğini çekilmez hale getirebilir. Diğer eşin her davranışını kontrol etme, sosyal medya hesaplarına, giyim kuşamına müdahale, müşterek çocuğun kendisinden olamayacağı düşüncesi, arkadaş çevresine müdahale etme bu davranışlara örnek gösterilebilir.  

Taraflardan birinin bu tür aşırı kıskançlık içeren baskıcı tutum ve davranışları evlilik birliğini çekilmez kılabilir. Yargıtay, içtihatlarıyla ‘’aşırı kıskançlık’’ ın duygusal şiddet oluşturan boşanma sebeplerinden olduğunu belirlenmiştir.

Konu İle İlgili Yargıtay İçtihatları:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/22802 E. , 2018/10054 K.

‘’Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret vakıalarının ispatlanamadığı bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davalı-karşı davacı ……ın ise mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışı yanında evliliğin son dönemlerinde birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine karşı aşırı kıskançlık gösteren ve sürekli başka ……lerle ilişkisi olduğuna dair yakıştırmalarda bulunan davacı-karşı davalı erkeğin, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı ……ın ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.’’

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/11033 E. , 2018/2355 K.

‘.. davalı erkek boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurlu olup, erkeğin eşine karşı aşırı kıskançlık göstererek başkalarının yanında rencide edici mahiyetteki davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ölçüsünde az kusurlu davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.’’

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/15826 E. , 2018/4777 K.

‘’Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davalı erkeğin, evlilik birliği devam ederken düzenli bir işi ile düzenli bir gelirinin olmadığı, bahane bularak kendisine bulunan işten ayrıldığı, birlik görevlerini yerine getirmekte ihmalkar davrandığı, eşine karşı aşırı kıskançlık göstermek suretiyle baskı uyguladığı, davacı kadının da, benimle para için evlendin, erkeklik yatakta olmaz, kendine bir iş bul diyerek eşini rencide ettiği ve kadının cinsel birleşmeden kaçındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen boşanmaya neden olan taraflar eşit kusurludur. Bu yön dikkate alınmadan, davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü bozmayı gerektirmiştir.’’

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/11205 E. , 2018/1791 K.

‘’.. tarafların zaman zaman ortak konutta tartıştıkları, bu tartışmalar sırasında davalı kadının eşine yüksek sesle bağırdığı, bu nedenle komşuların da aile içerisinde gerçekleşen tartışmalardan haberdar oldukları, tartışmalar sırasında davalının eşine karşı hakaret içeren sözler söylediği, ayrıca gündelik hayatta davalının aşırı kıskanç davranışlarda bulunduğu bu davranışlar nedeniyle evliliğin çekilmez bir hal aldığı, esasen taraflar arasındaki sözlü tartışmaların kaynağının da davalının aşırı kıskançlığı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının tam kusurlu olduğundan bahisle davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.’’

Ankara Boşanma Avukatı

Demir Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak çekişmeli boşanma davası konusunda Ankara’da avukatlık hizmeti vermekteyiz.Bize iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.